Bugünlerde neredeyse her birimiz ekran karşısında çok fazla zaman geçiriyoruz. Her zaman değilse bile, günlerimizin çoğunu böyle geçiriyoruz. Maalesef çocuklarımız da dahil… ( en çok onlara üzülüyorum ) Salgın bir yıl önce başladığında, bu kadar uzun süreceğini bilmemizin hiçbir yolu yoktu. Aniden okul uzaklaştı, kreş sona erdi. Birçok ebeveyn uzaktan çalışmaya başladı ve işyerinde kalanların evde daha az gözetimi vardı. Aynı zamanda spor, oyun günleri ve diğer ekran dışı etkinlikler tam anlamıyla ortadan kayboldu. Doğal olarak hayatta kalma moduna geçtik ve ekranları açtık. Uzun sürmeyeceğini düşünerek çocuklarımızın eğlence medyasında eskisinden daha fazla saat geçirmelerine izin verdik…
Ancak bir yıl geçti ve hala evlerimizde sıkışıp kaldık ve çocuklarımız giderek daha fazla ekranlara bağlı kalıyorlar. Bu onlar için iyi değil! Ekran zamanının hareketsizlik olduğu basit gerçeğin yanı sıra, ekran önünde çok fazla zaman geçirmenin davranış ve öğrenme üzerinde çocuklarımızı değiştirebilecek etkileri var. Çocukların eğlence medyasında etkileşime girdiklerinde; oyuncaklarla oynamak, resim yapmak veya bir kitaba bakmak gibi yavaş tempolu aktiviteleri daha az çekici hale getirmez mi? Sadece bu da değil, aynı zamanda çocukların gecikmiş memnuniyet, sorun giderme, işbirliği yapma ve hayatın zorluklarıyla başa çıkma gibi yönetici işlev becerilerini nasıl öğrendiğini ve uyguladığını da engellemez mi? Aynı zamanda hayal güçlerini kullanma ve yaratıcı olma şanslarını da azaltmaz mı? Bu durum çocuklarımızın Ruh hallerini etkileyerek onları endişeli veya depresyona sokabilir…
Salgının sona ermesine belki de bir kaç ay kaldı, bu ekran süresi sorununun geçici olduğunu varsaymak için çok uzun. Ayrıca, çocuklarımızın öğrendiği alışkanlıkların, salgın ortadan kalktığında durmayacağı gerçeğiyle de yüzleşmeliyiz. Bazı değişiklikler yapmanın ve yeni alışkanlıklar edinmenin zamanı geldi.
Spor Koordinatörü:
Erkan Taş